30 Eylül 2018 Pazar

Osmanlı Tarihi Hakkında Mutlaka Okumanız Gereken Kitaplar


Osmanlı tarihi üstüne okumanız gereken tarih kitaplarını hazırladık.

Osmanlı Tarihi Kitapları


1. Halil İnalcık (1916 – ) – Osmanlı İmparatorluğu klasik Çağ (1300-1600)



Şeyh-ül Müverrihin, tarihçilerin şeyhi veyahut tarihçilerin kutbu olarak hatıralan hocaların hocası Halil İnalcık gelmiş geçmiş en ehemmiyetli Osmanlı tarihçilerinden biri.
Özellikle Osmanlı ekonomik ve sosyal tarihi üstüne çalıştı.
halil inalcik
Kendine has sistematiği ile Batı’da ve Türkiye’de Osmanlı tarihi üstüne yapılmış çoğu tarih yorumunu tenkit etti.
Gün ışığına çıkardığı yeni dokümanlarla Osmanlı tarihçiliğinde yerleşik yargıların değişmesini sağladı.
“Osmanlı 1299′da Söğüt’te kurulmamıştır, Osmanlı Beyliği’nin kuruluşu 1302, Bafeus Zaferi’dir diyorum.
Bizans kayıtlarında ilk kez o vakit geçiyor Osmanlı.
İlk kez o vakit Bizans silahlı gücü denize dökülüyor.
Ama hala tüm tarihçiler 1299’da, Bilecik’in alınmasını kabul ediyor.” Osmanlı İmparatorluğu, klasik, klasik ertesi ve Çağdaşlaşma zamanları diye isimlendirilen üç ana kısım durumunda incelenir.
Bunlardan ilki olan klasik Devre, devletin belirli bir tarihi süreçte meydana çıktığı, esas sistemlerini oluşturduğu ve bu sistemler içerisine yerleştirilen kurumlarını işleterek onlara dayalı siyasetlerini uyguladığı vakit dilimidir.
Halil İnalcık kitabında bu devresi anlatıyor.
Halil İnalcık’ın 3 ciltlik Devlet-i Aliyye kitabı da önerilerimiz arasında ama o ve başka çoğu kitabı gibi akademik dille yazıldığı için okuru zorlayabilir.
Ancak tarihle ilgilenen şahıslara önerebiliriz.
“Osmanlı Devleti’nin tesis ve gelişmesinde gaza ülküsü ehemmiyetli bir etmendir.
Sınır beylikleri toplumun kültürü, daimi gaza ve darülislamın tüm dünyayı kapsayana dek daimi yayılması ülküleriyle kuşatılmıştı.
Gaza birçok teşebbüs ve özveri için ilham kaynağı olan dini bir ödevdi.
Sınır toplumunda tüm toplumsal erdemler gaza ülküsüyle uyumluydu.
Selçuklu Devleti’nin Sünni mezhep, medrese kelamı, suni bir edebi dille yazılmış Saray edebiyatı ve şeriat hukukundan meydana gelen ileri uygarlığı, hudut yerlerinde konumunu marjinal dini tarikatlar, tasavvuf, menkıbe edebiyatı ve örf hukuku ile barizlik kazanan bir halk kültürüne bırakıyordu.
Türkçe ilk defa Anadolu Beylikleri’nde idare ve edebiyat dili meydana gelmiştir.
Sınır toplumu hem toleranslı hatta karmaşıktı.”

2. İlber Ortaylı (1947 – ) – İmparatorluğun En Uzun Yılı



İlber Ortaylı, başyapıtı olan İmparatorluğun En Uzun Yılı’nda 19. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’nda çağdaşlaşma sürecini, politik, toplumsal ve kültürel farklılıklari anlatır.
ilber ortayli
İlber Ortaylı kitabın önsözünde şu şekilde diyor: “Ülkemizin çağdaşlaşma tarihini yazarken kaynak belgeler kadar meblağlı bir düşünsel yaklaşım da gereklidir.
Osmanlı modernleşmesi, modernleşen tüm ülkelerin tarihi ile karşılaştırılarak düşünülmelidir.
19. yüzyıl için başvurulacak kitap ve zamanlı yayın koleksiyonlarının hududu yoktur.
Tanzimat devresi ile direk alakalı olan seyahatnamelerin adedi dahi yüzleri bulmaktadır.
Bu kaynakların tüme yakınını taramak ve meblağlı bir yorum inşa etmek güçtür.
Kitapta sarfedilen kaynakların zikredilmesiyle yetinildi (yabancı dilde ve Osmanlıca kaynakların Türkçeleri varsa şunlar verildi).
Tanzimat devresi için toplu bir bibliyografya denemesine girişmek bu çalışmanın hudutları dışına çıkar; kimi yeni ya da yeteri kadar işlenmediği sandığım konulara değinmeye çabaladım.
Bu değinmeler faydalı olabilirse neşeli olacağım.”
“Osmanlı modernleşmesi Tanzimat devriyle sınırlanamaz, henüz eskiye uzanan bir olgudur.
Osmanlı modernleşmesi Avrupalılar ile ani karşılaşmanın oluşturduğu bir şok da değildir.
Çünkü Osmanlı coğrafyası, tarihi süresince Avrupa coğrafyası ile politik, iktisadi istikametten bir beraberlik içindedir.
Üstelik dinler ve diller mozaiği olan bu imparatorlukta değişme deyince, bütün sistemi içine alan simültane bir tarihsel-toplumsal olgu da mevzubahis olamaz.
Öte yandan Osmanlı modernleşmesi mutlak Osmanlı Türkiyesi’ni içine alan bir ilerleme de değildir.
Osmanlı modernleşmesi tecrübe et olgu, başka Müslüman toplumları da kapsar.
Modernleşme olgusu, Osmanlı dünyasında hakim dinin tartışılmasını, ona atfedilen müessese ve kaidelerin sarsılmasını, farklılığa uğramasını beraber getirdi.
Bu, değişmenin bir yüzüydü, fakat Müslümanlar kadar Hristiyanları ve başka dinlerin üyelerini de içine alan ortak yüzüydü.
Din dışı bir yaşam ve kanaat tipi, Avrupa dillerinin ve bilimin faaliyeti, kamu yaşamı kadar aile yaşamında da ananesel kalıpların sarsılması, Osmanlı Türkiyesi’nden evvel Rusya Çarlığı’ndaki Müslümanlar arasında da görülüyordu.
Aynı değişmeler bir müddet ardından Hindistan Müslümanları’nın da gündemine geldi.
Her toplum dönemin akışı içerisinde daimi değişim geçirir.
Osmanlı toplumu da şüphesiz bu genel kaidenin dışında kalamaz.”

3. Necdet Sakaoğlu (1939 – ) – Bu Mülkün Sultanları ve Bu Mülkün kadın Sultanları



Necdet Sakaoğlu, medyatik bir tarihçi değil fakat objektifliği malum bir tarihçi.
Birçok ecnebi incelemede onun yapıtlarına referanslar var, hem de kimi üniversitelerde, onun kitapları okutuluyor.
necdet sakaoglu
Necdet Sakaoğlu’nun kuruluşundan bu yana 38 Osmanlı padişahının (Fetret Devresi beyleri Buyruk Süleyman ve Musa Çelebi ile birlikte) yaşamlarının yanında enteresan bulguların de yer aldığı Bu Mülkün Sultanları’nda Osmanlı padişahlarının malum hayat hikayeleri yinelenmiyor, belki de birçok eserde bulamayacağınız bilgilerle karşılaşıyorsunuz.
Bu Mülkün kadın Sultanları’nda ise 297 padişah eşiyle 267 padişah kızını, okuru şaşırtacak, düşündürecek, acındıracak, sevdirecek onlarca kadını anlatır Sakaoğlu.
Sakaoğlu, Osmanlı padişahlarının ve hanımlarının hüzün dolu bir yaşam sürdüklerini anlatıyor.
“Hem padişahlar hatta kadın sultanlar üzerlerine aldıkları parasal ve ruhani sorumlulukların üstünde ezilmişler.
Evlenme çağına gelmeden can veren yüzlerce padişah kızı var.
Verem, çiçek ve kızamık devresinin en süregelen hastalıkları.
Doğum esnasında can veren onlarca valide sultan var.
Ölümler tüm sarayı hüzne boğmuş.” diyor.
“Hekimler, sağlığının süratle bozulup bedeninin zayıf butonunu, içkinin ve zevk vericilerin aniden kesilmesine bağladılar.
Ama II.
Selim tabiplerin ilaç diye verdikleri içkiyi almamakta direndi.
Reisületibba ve külüstür hekimbaşı Mustafa Çelebi ile doktorlar, bir konsültasyon yaparak dimağının ve bedeninin defa ağır bir alkol bunalımında bulunduğu tanısını koydular ve “maraz-ı sersam ilacı lazımdır” dediler.
1 Aralık 1574’te donanmasıyla seferden dönen Serdar Sinan Paşa ile Kaptan-ı Derya Kılıç Ali Paşa sonrası gün divana katıldılar.
Padişahın huzuruna çıkıp hediyelerini sundular.
Bir parça iyileşme suratı gösteren II.
Selim saltanat kayığıyla Tersane Bahçesi’ne dinlenmeye gitti.
Yanına çağırdığı Kızılahmedlü Şemsi Paşa’ya epey ağladı, onunla dertleşti.
Saraya döndüğünde komaya girdi.
15 Aralık Çarşamba günü can verdi.” (Bu Mülkün Sultanları)
“Babası Osman’ın kurduğu, gelecekte kuvvetli bir devlet olmasını sağlayacak yönetsel ve askeri örgütlerle donatan Orhan Bey’i tarihlerimiz yarı evliya kimliğiyle tanıtıyor.
Yabancı bayanlara aşırı alaka duyacak olan müstakbel torunlarına bu hususta misal olan Orhan Bey evliya kimliğiyle bağdaştırmak bir yana, eşlerini şeklen de olsa Müslümanlığa yönlendirmemesi şaşırtıcıdır.
Kaynaklarda Nilüfer’in, prenses Asporça, Theodora, Theodora(2.) ve Maria isimli başka eşlerinin Müslüman olduklarına değin bir kayda rastlanmıyor.
Bunların kızlık isimlerini ve inançlarını korumaları, Orhan Bey’in toleransına bağlanabileceği gibi farklı yorumlara da açıktır.” (Bu Mülkün kadın Sultanları)

4. Cemal Kafadar (1954 – ) – İki Cihan Aresinde



Prof. Dr. Cemal Kafadar dünyanın sayılı Osmanlı tarihçileri arasında gösterilen bir ad.
Kafadar uzun senelerdir, gezegenin en iyi üniversitelerinin başında gelen Harvard’da Osmanlı tarihi dersleri sağlıyor.
Bir devre Harvard’ın Ortadoğu Çalışmaları Merkezi’ni de yönetti.
cemal kafadar
Osmanlı iki cihan arasına kurulmuştu.
Osmanlı Devleti’nin doğuşunu bir proses olarak kavramak için Cemal Kafadar’ın İki Cihan Aresinde kitabını okumak gerekmektedir.
Osmanlı’nın kuruluşuna değin anlatılagelen rüyalar, efsaneler ve bilgiler birbiri içerisine geçmiş acayip bir masalı andırıyor.
Cemal Kafadar kitabında tarih çizgisinin sisini dağıtarak yorumlara efor getirip bunları toparlayıp kuvvetli bir teze çevirir.
“En azından şu kadarı kesindir: Aşiret Osman’ın önderliği altında kazandığı askeri başarılarının ve görünür politik iddialarının düzeyinde temelli bir sıçrama kaydetmiştir, bundan dolayı sonunda devlete ismini veren atalardan birinin değil, Osman’ın adı meydana gelmiştir.
Osman’ın meydana çıkışından evvel aşiretin hangi isimle tanındığını bilmiyoruz, uydurma bulunduğu hissi uyandıran bir on dokuzuncu asır geleneğine göre Ertuğrul’un aşireti, gayri kişisel ve epey cansız Karakeçili ismini taşımış olabilir.”

5. Reşat Ekrem Koçu (1905 – 1975) – Osmanlı Tarihi’nin Panoraması



Biz bu seçkiye kurgusal tarih kitaplarını almadık, fakat Reşat Ekrem Koçu tek kural dışı.
Çünkü Reşat Ekrem Koçu, anlatımına tarih kitaplarında görmeye alışık olabildiğimiz kuru ve mekanik üslubun aksine, şahsi ve kesintisiz bir hava katmış ve tarihi sevdiren bir yazar olmuş ve bu üslupla bütün kitaplarında realite tarihi kurgusal bir şeklinde anlatmıştır.
resad ekrem kocu
Koçu, Osmanlı Tarihinin Panaroması’nda, Osmanlı’nın Söğüt’ten Sevr’e giden yolculuğunu, Şehzade Mustafa’nın katlini, saray dedikodularını, İstanbul’un gündelik hayatını, konaklarda süregiden debdebeyi günümüzün magazin yazarlığıyla tarihçiliği birleştiren o eşi benzeri olmayan üslubuyla anlatıyor.
“Bir Yeniçağ hükümdarı olan Yıldırım Bayezid Ankara Muharebesi’nde yenik olmuş, tutsak düşmüş, esarette ölmüştü.
Onun torununun erkek çocuğu Sultan II.
Mehmed daha yirmi bir yaşında bir delikanlıyken, bir imparatorluğun esasını atıyordu.
Yıldırım’ı yenik ettikten ardından haşmet ve darat içerisinde Çin seferine giderken can veren Aksak Timur’un ortaçağ devleti ise, bu cengaverin ölümüyle parçalanmış Timur’un evladı Mehmet ve Ömer adında iki genç, Fatih Sultan Mehmed’in sarayında dörder akçe yevmiyeli müteferrikalar arasında bulunuyordu.”

6. M. Çağatay Uluçay (1908 – 1970) – Taht Uğrunda Baş Veren Sultanlar


Cumhuriyet Devresi erken devre tarihçiliğinin akademik ortamlar dışında en ehemmiyetli isimlerinden, öğretmen, bilim kişiyi ve tarihçidir.
İlk baskısı 1961 seneninde uygulanan kitabın ağır bir dili bulunduğu düşünülse de Çağatay Uluçay, buna itina gösterip dili oldukça anlaşılır tutmuş ve böylelikle bugünkü okuyucusunun da anlayabileceği bir tarzla kesintisiz bir dille yapıtı kaleme almıştır.
cagatay ulucay
Çağatay Uluçay, Taht Uğrunda Baş Veren Sultanlar’da, katledenin de katledilenin de kazanmadığını, aslında kimin galip yaklaştığını açıkça söylemeden kararı okuyucuya ve tarihin insafına bırakıyor.
Sonu gelmez hırsların ve sultan olmak yerine katlanılan çileleri kitapda Çağatay Uluçay defa güzel özetliyor: “Cem, tüm yaşamı süresince yükselmeye, tahta çıkmaya çalıştı.
Sonunda yükseldi, ama taht üzerinde değil, tabut üzerinde.” Osmanlı’da Harem ile ilgili bilgili olmak dilerseniz Çağatay Uluçay’ın yazdığı 2 cilt durumunda basılan Harem’i de okumanızı tavsiye ederiz.
“Kardeş kanaat dökülmesinin biricik nedeni kuşkusuz ki yalnız mevki hırsı değildi.
Tahtı ele geçirmek isteyen şehzadelerin birbirleriyle maç etmesi sebebinden ülke birbirine giriyor, fazlası vakit uygulanan savaşlarda kıymetli komutanlar ve erler ölüyor, ülke birliği bozuluyor, halkın ferah ve huzuru kaçıyordu.
Bu işte hükümdarların defa evli oluşlarının da etkileri büyüktü.
Sayıları bazı durumlarda düzineyi geride bıraktığımız hükümdar kadınları, saltanata namzet çoğu erkek evlat yetiştiriyorlardı.
Her bayan erkek çocuğunun yaşına bakmadan, çocuğunun padişah olmasını istiyordu.
Bu nedenden ufak yaşlardan ardından erkek çocuklar arasında kıskançlık ve rekabet başlıyor idi.
Hele hükümdarın kimi bayanlara düşkün oluşu, kimi bayanlara surat vermemesi, içleri kıskançlık ile yanan kadınları harekete getiriyor, erkek çocuğunu hükümdar yapabilmek için her çareye başvurduruyordu.”

7. İsmail Hakkı Uzunçarşılı (1888 – 1977) – Osmanlı Devleti’nin Saray Teşkilatı



Ordünaryüs Profesör İsmail Hakkı Uzunçarşılı şu şekilde diyor: “Tarih meraklılarına şunu söyleyeyim ki Osmanlı tarihini yalnız basma eserlerden okurlarsa pek eksik ve kısmen de yanlış bilgi elde etmiş olurlar; altı buçuk yüzyıllık sürekli bir tarihi olan Osmanlı İmparatorluğu’nun politik, parasal, iktisadi, askeri, bilimsel, içtimai vesaire gibi durumu, hakiki menbalara dayanılarak araştırma edildiği vakit bu devletin tüm azametiyle çehresi ortaya çıkar.
Başka türlü, sathı, derme çatma bilgi ve kolay araştırma ile haklı olarak bu hayret ve takdire şayan gösteriş ve kudretin anlaşılmasına olanak yoktur.”
ismail hakki uzuncarsili
Uzunçarşılı için Osmanlı müesseselerinin tarihini anlatırken genellemeler yaptığı, sosyal ve ekonomik tarihi suistimal ettiği, temelde vekâyinameleri ve Başbakanlık Arşivi’nde belirli bir kaynak grubunu kullanıp örneğin şeriyye sicillerini, tahrir defterlerini, Vakıflar Genel Müdürlüğü’ndeki belgeleri öneme almadığı, Batı literatürünü, hem de yeni incelemeleri takip etmediği belirtilirse de yapıtların yazıldığı dönemler öneme alındığında mevzubahis tenkitler manasız kalmaktadır.
“Ramazan ayında saray ve haremde yaşayanların hepsi oruç tutarlar ve hatim indirirlerdi.
Ramazanın ilk gecesi tüm dairelerin sofalarına kafesler kurulur, seccadeler yaygınlaşır ve toplu olarak namaz kılınırdı.
Ramazanın on beşinde, başta padişah olmak suretiyle şehzadeler, sultanlar, bayan efendiler ustalar, kalfalar ve cariyeler hırka-i saadet dairelerini ziyaret ederlerdi.
Bayramdan bir hafta evvel haremde bir hareket başlar, daireler temizlenir, yine döşenir.
Saray bahçesine bayram eğlenceleri için dönme dolap, atlıkarınca ve salıncaklar kurulur.
Bunlara şehzadeler, geceleri de sultanlar binerek eğlenirler.
Harem odalarında kadınlar birbirini kutlama eder iken, sarayın avlusunda eğlenceler yapılırdı.
Bir yerde zurnasıyla, çifte narasıyla Zuhuri kolu (gölge oyunu ustaları), bir yerde kendisi çalgısıyla köçekler, bir doğrultuda hokkabaz ve kukla çocukları eğlendirirken, bu oyuncuları kafes arkasından, haremde bulunanlar görünmeden seyrederlerdi.”

8. John Freely (1926 – ) – Büyük Türk



John Freely İrlanda asıllı ABD’li bir fizik profesörüdür.
Yıllarca Boğaziçi Üniversitesi’nde fizik tarihi dersleri verdi.
Tarihçi olmamasına karşın fazlası İstanbul ve Osmanlı tarihi üstüne 50 kitap yazdı.
Büyük Türk’te Rönesans kişiyi dediği Fatih Sultan Mehmed’in 30 senelik saltanatını, yaşamını, tertip ettiği seferleri ve yaptığı bütün fetihleri ve Fatih’in insani özelliklerini tahlil ederek bir roman lezzetinde anlatıyor.
john freely
Kurgusal bir roman değil, dokümanlarla anlatıyor, o devre Venedik elçisi, Papa, gezginler, ve bilhassa de 1451-1467 seneleri arasındaki Fatih’in yanısıra bulunmuş icraatlarını yazıp kendine takdim etmiş Bizanslı tarihçi Kritovulos’un yazdıklarına başvuruyor.
John Freely “Benim kitabım bu satırları yazarken baktığım Bellini’nin portresine poz veren erkeğin sebep biri olduğunu keşfetmeye çalışacak.

23 Eylül 2018 Pazar

Osmanlı Tarihi Öğrenmek İçin Okunması Gereken Kitaplar


Osmanlı Tarihi Kitapları

Osmanlı Tarihi Kitapları

1. Halil İnalcık, Devlet-i Aliyye, İş Bankası Kültür Yayınları


Tarihçilerin Kutbu Halil İnalcık'ın 2 ciltlik bu yapıtında Osmanlı Devleti'nin bir beylikten kuvvetli ve köklü bir imparatorluğa dönüşümünün hikayesi anlatılıyor.
İnalcık bu yapıtında politik tarihin toplumsal-ekonomik alt-yapısını, başka bir deyişle nüfus hareketleri, göçler, kitlelerin esas gereksinimleri, tarım ve ticaretin bu gereksinimleri karşılama şekilleri ve şehirleşme konularında da analizler yapıyor.
Tarihsel meseleleri izahta geçmişten gelen ananesel zihniyet ve kurumlar çerçevesinin tespitine girişiyor.

2. Halil İnalcık, Osmanlı İmparatorluğu klasik Çağ, Yapı Kredi Yayınları


Yaşayan en devasa Osmanlı tarihçisi Halil İnalcık, 1973'te ilk defa İngilizce yayımlanışının sonrasında çevrildiği bütün dünya dillerinde geniş yankılar uyandıran bu araştırmada, benzersiz bir devresinin mümkün en bütüncül ve en yetkin betimlerinden birini sunuyor.
Osmanlı'nın politik ve müessesesel yapılarının derinlemesine çözümlemelerini, din ve ticaret ilişkileri, idare ve toplumsal yapılanma üstüne kapsamı geniş izahlar ve noksansız bir Osmanlı kronolojisi takip ediyor.

3. Halil İnalcık, Osmanlı İmparatorluğu'nun Ekonomik ve Sosyal Tarihi, Eren Yayınları


2 ciltlik bu yapıtın ilk cildi Halil İnalcık doğrulusunda yazılmış.
İkinci cilt ise Suraiya Faroqhi, Bruce McGowan, Donald Quataert ve Şevket Pamuk doğrulusunda yazılmış.

4. İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı İmparatorluğu, Tarihi Türk Tarih Kurumu


4 ciltten ( 6 kısım ) meydana gelen bu yapıt Osmanlı İmparatorluğu’nun siyasal tarihine ve devlet teşkilatına ait epey varlıklı bir içeriğe sahip.
Osmanlı çağdaş tarihçiliğinin kurucularından olan İsmail Hakkı Uzunçarşılı'nın bu yapıtı Türk Tarih Müessesesi doğrulusunda basılmış.

5. İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Saray Teşkilatı Türk Tarih Kurumu


Bu yapıt Osmanlı saray teşkılatı ile ilgili en ehemmiyetli kaynaklardandır.
Topkapı Sarayı'ndan kimler misyon yapar, görevleri nelerdir, saray içerisinde hiyerarşi vb.
tüm soruların yanıtını bulabileceğiniz bu yapıt de Türk Tarih Kurumu doğrulusunda basılmıştır.

6. Reşat Ekrem Koçu, Topkapı Sarayı, Doğan Kitap


Reşad Ekrem Koçu bu yapıtında sizi sanki bir mihmandar gibi Topkapı Sarayı'nı gezdiriyor.
Sarayın hangi kısmında ne var, ehemmiyetli toplantılar nerede yapılır, haremin odaları ve Osmanlı saray teşkılatı ile ilgili öğrenmek dilediğiniz birçok istihbarata erişebileceğiniz bir kaynak.

7. İlber Ortaylı, Türk Teşkilat ve Idare Tarihi, Cedit Neşriyat


Türk tarihçiliğinin ehemmiyetli isimlerinden İlber Ortaylı bu yapıtında Osmanlı Teşkilat ve Yönetiminin Sasani, Bizans ve Selçukludaki temellerinden bahsedip, İslam Devletindeki teşkilatlanmasına, Osmanlı ile aynısı dönemdeki Avrupa' devletlerinin teşkilatlanmasına ve Osmanlının kuruluştan yıkılışına kadar bütün teşkilatlanmasına yer sağlıyor.

İlber Ortaylı yazdığı kitabı şöyle tanıtıyor:
''Osmanlı idari Teşkilatı imparatorluklar ili Ortadoğu medeniyetinin teşkilatlanma tarihindeki zirveyi delegasyon eder.
Bir imparatorluğun idari Teşkilatı onun varlıklı sosyal kurumlaşmasının bir yansımasıdır.
Bu zor tecrübe allahın izniyle emeline ulaşır.
Bir imparatorluğun idarî teşkilâtı onun varlıklı sosyal kurumlaşmasının bir yansımasıdır.''

8. İzahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi, İsmail Hami Danişmend, Doğu Kütüphanesi


Osmanlı tarihçiliğinin otorite isimlerinden İsmail Hami Danişmend’in “İzahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi” 6 ciltten oluşuyor.
Osman Gazi’den , Sultan Vahdettin'e kadar imparatorluk tarihinin ehemmiyetli savaşlar, taht mücadeleleri, entrikalar ve perde arkasında yaşananların yanında Osmanlı toplum yaşamına değin birçok konuyu sene, ay,hafta ve gün tarihi sunarak, kronolojik olarak bulabilirsiniz.

9. Söğüt'ten İstanbul'a, İmge Kitabevi Yayınları


Mehmet Öz ve Oktay Özel'in derlediği bu yapıt 13 ehemmiyetli tarihçinin Osmanlı'nın kuruluşundan İstanbul'un fethine kadar geride bıraktığımız devre üstüne yazdıkları makaleler yer almaktadır.
Bu yapıt gaza kültürünü, yeniçerileri ve ilk fetihler dönemindeki Osmanlı'yı tarif etmenize yardımcı olacak ve ufkunuzu açacaktır.

10. Ahmet Cevdet Paşa, Tarih-i Cevdet



Osmanlı'nın nihai yüzyılında yetiştirdiği en ehemmiyetli devlet adamlarından bir tanesi olan Ahmet Cevdet Paşa'nın hazırladığı bu yapıt 12 ciltten oluşmaktadır.
Yıllarca devletin resmi tarihçiliğini yapmış Ahmet Cevdet Paşa bu yapıtını hazırlarken çoğu belgeyi kullanmış, önemli olaylara şahit olanları özellikle dinleyerek hazırlamıştır.

11. Tevarih-i Al-i Osman, Aşıkpaşazade


Osmanlı'nın malum ilk tarih kitabı olan Tevarih-i Al-i Osman, Osmanlı'nın kuruluşundan 15yy bitimine kadar olan kısmını barındırmaktadır.
Yapıtta Osmanlı hanedanının köklerinden de bahsedilmektedir.
Dönem halkının okuyup anlayabileceği yalın bir dille yazılan yapıt, Nihal Beygirsiz doğrulusunda bugünkü Türkçesine çevrilmiştir.
Eserin yazarı İstanbul'un fethine de katılan bir Vefai dervişi olan Aşıkpaşazade'dir.
Eser 15 yy nihayetinde tamamlanmıştır.

12. Kitab-ı Cihannüma, Mehmed Neşri


Mehmed Neşrî doğrulusunda yazılan bu yapıt 6 cilt olarak hazırlanmış olup şu zamana kadar yanlızca sonuncu cildi ulaşmıştır.
Eserin nihai cildinde ise Osmanlı tarihi Oğuz köklerinden başlamış anlatılmıştır.
Eser 15.yy nihayetinde tamamlanmıştır.

13. Naima Tarihi, Mustafa Naima


İlk Osmanlı vakanüvisi olan Mustafa Naima İbn Haldun’un tarih anlayışından etkilenmiş ve İbn Haldun’un beş dönemle alakalı kuramını özetleyerek Osmanlı tarihini dönemlerini bu şemaya göre bildirime çalışmıştır.
Eser Osmanlı'nın 1574 ve 1651 seneleri arasındaki hadiseleri anlatmaktadır.

14. Zındıklar ve Mülhidler, Ahmet Yaşar Ocak Tarih Vakfı Vatan Yayınları


Osmanlı tarihinde İmparatorluğun 15. yüzyıldan 17. yüzyıla kadarki üç surat senelik siyasal ve toplumsal düzenine, bu sistemin arkasındaki resmî ideolojiye karşı bazı durumlarda şahsi, bazı durumlarda kitlesel bazı çıkışlar görülür.
Siyasal iktidarın “Zındıklık ve Mülhidlik” (bugünün Türkçesiyle “Sapkınlık ve Dinsizlik”)le itham ettiği bu hareketler, çoğunlukla idamla cezalandırılmıştır.
Şeyh Bedreddîn, Molla Lûtfî, Nadajlı Sarı ‘Abdurrahman Efendi, Hakîm İshak, Larî Mehmed Efendi, Oğlan Şeyh İsma‘il-i Ma‘şûkî, Hamza Balî, Şeyh Muhyiddîn-i Karamânî gibi kişilerin Osmanlı iktidarına ve resmî ideolojisine karşı duruşlarının nedenleri ve mahiyeti, emeli ne idi? Toplumun hangi kesimlerinden kaynaklanıyor ve yankı buluyordu? A.
Yaşar Ocak, kitabında bu soruların ve benzerlerinin yanıtını ve Osmanlı tarihinin bu enteresan cephesinin bir panoramasını vermeyi tecrübe ediyor.

15. Babam Sultan Abdülhamid, Ayşe Osmanoğlu, Timaş Yayınları


Sultan II.Abdülhamid'in kızı Ayşe Osmanoğlu'nun bu hatıra kitabı 19.yy sonu 20yy başında Saray ve etrafında ilerleyen hadiseler, II.Abdülhamid'in yaşamı ve politik kanaatleri ile ilgili birinci elden bir kaynaktır.
Osmanlı'nın nihai dönemiyle alakalı ehemmiyetli bir kaynak olan Ayşe Osmanoğlu'nun hatıraları tamamiyle yayınlanmamış olup Topkapı Sarayı'nda muhafaza edilmektedir.

16. Osmanlı: Bir Dünya İmparatorluğunun Soykütüğü / Barış Ünlü, Dipnot Kitap


Osmanlı İmparatorluğu'nun kuruluşunu araştıran ananesel tarih yazdığım makaleyi iki esas sual çevreninde yoğunlaşır: 1) Osmanlı'nın genişlemesinin ardındaki efor gaza mı yağma mı? 2) Osmanlı Bizans'ın mı Türk-İslam kültürünün izleyicisi mi? İlk sual çevreninde süren tartışmaya idealist ve materyalist tarih felsefelerinin maçı damga vururken, ikinci meselenin odaklandığı münakaşa Avrupa-merkezcilik ile milliyetçiliğin çarpışma kısmı olarak karşımıza çıkıyordu.
Barış ünlü, bu iki tartışmanın ötesine geçerek Osmanlı İmparatorluğu'nun tesis sorunu üstüne yeni bir yaklaşım tavsiye ediyor.
Yazarın benimsediği dünya-merkezci yaklaşım vakit ve mekân yönünden alışık olabildiğimiz ölçekleri değiştirmekte, büyütmekte ve arttırmaktadır.
Barış ünlü böylelikle, değişik vakit ve mekân karşılaşmalarının, dünya tarihinin güncellenen ve yinelenen tarihsel örüntülerinin ve kültürlerarası etkileşimlerinin bir ürünü olan Osmanlı İmparatorluğu'nun tesis tarihini yine yazmaktadır.

17. Modern Devletin doğası 16. Yüzyıldan 18. Yüzyıla Osmanlı İmparatorluğu, Rifa'at Ali Abou-El-Haj, İmge Kitabevi Yayınları



Modern Devletin doğası 16. Yüzyıldan 18. Yüzyıla Osmanlı İmparatorluğu isimli yapıtta ananesel tarih yazımının dışına çıkarak Osmanlı toplum ve devletini yeniçağ toplumlarıyla karşılaştırarak ele alıyor, 16.-18. yüzyıllarda yaşanan değişim doğası üstünde yoğunlaşıyor.
Bunu yapar iken, bir yandan da Batılı tarihçiler arasında süregelen olan "oryantalist" yaklaşımlarla hesaplaşıyor.

18. Osmanlı Denizgücü, Palmira Brummett, Timaş Yayınları


Eserde Osmanlı İmparatorluğu’nun Doğu’daki yayılması üniversal egemenlik iddiaları, Doğu Akdeniz’de efor elde etmeye yönelik politikalar ve Doğu ticaretinin denetimini ele geçirme maçı bağlamında inceleniyor.
Bu yine kavramlaştırmanın emelleri, Osmanlı Devleti’ni bir başrol oyuncusu olarak görmek, Keşifler Çağı temasında öne çıkarılmamış cephelere ilgi çekmek ve Avrupa-Asya dünyasındaki ilişkiler anlayışını fark söyleminin meydaan getirdiği sınırların ötesine taşımaktır.

Kitabın odak noktaları ticaret ve siyasettir; Osmanlı İmparatorluğu’nun biricik, tesirsiz ve başkalarından uzak bir devlet bulunduğu görüşünü desteklemektense akademik tartışmalar ile ortaçağ sonundaki ve erken çağdaş dönemdeki devletlerle alakalı mukayeseli analizlerde Osmanlı Devleti’nin ve Osmanlı seçkinlerinin ticarette şuurlu hareket ettikleri görüşünün yer almasına olanak tanımaktadır.

19. Eşkıyalar ve Devlet, Karen Barkey, Tarih Vakfı Vatan Yayınları


Osmanlı devletinin karşılaştığı en devasa tehlike, 16. ve 17. yüzyıllarda, köylüler ve seçkinler değil, eşkıyalardı. Osmanlılar, köylüleri ve dönüşümlü olarak görevlendirdikleri seçkinleri devlete bağımlı kılarak başkaldırı etmelerini engelliyordu.
Bu arada işsiz kalan paralı askerler ve levendler harami topluluklarına dönüşüyor, uzun pazarlıklar neticeninde devlet sistemine dahil ediliyordu.
Osmanlı İmparatorluğu’nun merkezileşme süreci Batı Avrupa’daki merkezileşme tarzlarından değişik, fakat onlarla karşılaştırabilecek yeni bir merkezileşmedir.
Bu değişiklik, imparatorluktaki devlet-toplum ilişkileriyle alakalı iki öğenin, toplumsal yapı ile Osmanlı yöneticilerinin orjinal merkezileşme tarzlarının bileşiminde yatmaktadır.
Karen Barkey bu kitabında, haramilik hareketlerinin niye bir gerileme sendromu olmadığını, devlet ile eşkıyaların karşı karşıya geldiği dönemlerin sonrasında merkezi iktidarın gücünün sebep pekiştiği anlatıyor.

20. İmparatorluğun En Uzun yüzyılı, İlber Ortaylı, Timaş Yayınları


Osmanlı Tarihi’nin çağdaşlaşma sancılarının yaşandığı 19.
yüzyılına ışık tutan çok önemli bir kitaptır.
Osmanlı maliyesinden bürokrasisine, askeriyesinden eğitime değişik alanlarda Osmanlı'nın yaşadığı sıkıntıları anlatan kitap bugünkü Türkiyesi'ne de ışık tutuyor.

21. Osmanlı Tarihi Araştırma Rehberi, Erhan Afyoncu, Yeditepe Yayınevi


Osmanlı Tarihi Araştırma rehberi, Osmanlı politik tarihi üstünde Araştırma inşa etmek isteyenler için vazgeçilmez bir el kitabıdır.
Osmanlı tarihinin ana kaynakları olan kronikler, şahnameler, gazavatnameler, fetihnameler, sefaretnameler, ıslahatnameler, surnameler ve biyografi kitapları ile Osmanlı İmparatorluğu için Türk tarihleri kadar ehemmiyetli olan ecnebi kaynaklar (Arap, Bizans, Bulgar, İran, İtalyan, Macar ve Sırp) ile ilgili bir araştırmacının gereksinim duyacağı verilere bu yapıt aracılığı ile ulaşılabilir.
Ayrıca yapıtta Tanzimat'a kadar Osmanlı politik tarihi ile ilgili yapılmış incelemeler da defa geniş bir biçimde kronolojik sırayla verilmiştir.